Nar Ağacı Kitap İncelemesi – Prof. Dr. Nazan BEKİROĞLU
Mücella'yı
okuduktan ve çok beğendikten sonra Nazan BEKİROĞLU 'nun diğer kitapları
ile ilgili neokur'daki ve kitapyurdu'ndaki yorumlara bakarken Nar Ağacı'nı
herkesin çok beğendiğini, övgüler dizdiğini görünce çok beğendiğim ve aralık
ayı kitaplarım arasına Nar Ağacı'nı da ekledim. İyi ki de almış...
Nar Ağacı'nın hikayesinden
önce dili ve anlatımını gerçekten çok beğendim. Nazan hocanın henüz iki
kitabını okudum ama dilinin çok farklı ve gerçekliği dibine kadar hissettiren
bi anlatımı olduğuna hiç şüphem yok. Kitap o kadar akıcı ve anlatımı o kadar
güzel ki. Hikayeye kendinizi kaptırmış bir şekilde, sanki bir film izliyormuş
gibi akıp gidiyorsunuz. Zaten resimlerden hikayeye dalışı, döneme geçişi, yaşananları
kah karakterlerden kah kendi anlatımından aktarmasıyla bütün sahneler gözümün
önünde canlandı, film izliyormuş gibi kitap okudum. Aynı etkiyi John
Hart'ın Tanrı Küçük Günahları Affeder kitabında yaşamıştım. Bunun dışında
karışık anlatımlar, yabancı kelimeler vs. akışı bozacak hiçbir şey yok. Kitap
okuma alışkanlığı olan biri için yabancı gelebilecek kelime bir iki tanedir
herhalde. İçimden gelerek, beğenerek, gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki; Nar
Ağacı'nın dili çok akıcı, çok güzel.
Kitabın hikayesine
dair fikrime gelecek olursam; hikayesi içe dokunan, yer yer güldüren, yer yer
gözlerinizi nemlendiren bir hikaye. Kitabın arka kapağında da belirtildiği gibi
Trabzon – Tebriz – Tiflis – Batum – Bakü – İstanbul hattında geçen bir hikaye. Settarhan
ile Zehra'nın hikayesinden geriye dönüşle; Settarhan, Zehra, Azam, Sofya,
İsmail, Büyükhanım, Hacıbey, Azam, Mirza Han, Piruz, Celil Hikmet ve biraz daha
geri planda kalan birçok karakterle oluşturulan, aşkı, acıyı, savaşı, ihtilali,
kötülüğü, dönemin gerçeklerini anlatan bir hikaye.
Nar Ağacı'nda aşklar var. Birden
fazla aşk hikayesi var. Ama bu aşk hikayelerini, acılarını okumak, bana bir aşk
romanı okuyor hissi vermedi. Çünkü bu kitapta dozunda bir aşk, dozunda bir
tarih, dozunda bir gerçek, dozunda yaşanmışlıklar var. Dönemin tüm
gerçekliklerine dokunuyor. Bölgenin, hatta coğrafyanın o dönemini resmediyor.
Hikayeye girip, henüz
okumamışların merakını söndürecek bir değerlendirme yapmak istemem. O yüzden hikayeye dair çok da detaya girmeye
gerek yok.
Hiç düşünmeden gidip alın ve bir
kaç gün içinde keyifle, hüzünle, üzülerek okuyun. Verdiğiniz parayı da, kitabı
okumak için harcadığınız zamanı da sonuna kadar hak eden bir kitap.
Not: Bu yazı edebi bir inceleme
değildir. Parasını verip orijinal kitabı almış bir okurun kişisel
değerlendirmesidir.
İlgili google aramaları: nar ağacı kitap incelemesi, nar
ağacı yorumları, Nazan Bekiroğlu kitapları, kitap incelemesi, kitap
incelemeleri, kitap yorumları, Nazan
Bekiroğlu kitapları nasıldır, nar ağacı nasıl bir kitap, nar ağacı kitabının
hikayesi, çinin konusu, yeni kitaplar, eski kitaplar, yeni kitap incelemeleri,
prof. dr. Nazmiye Nazan Bekiroğlu
Yorum Gönder